KOLEKSİYONU

Yüzyıllardır mücevhere bir zanaatın çok ötesinde sanatsal bir tutkuyla bağlı olan Hindistan, bu sayede hem tasarım hem de işçilikte benzersiz parçalar ortaya çıkarıyor. Hindistan kültürü, mücevherle o kadar iç içe ki o meşhur dans kıvrımlarının her birinde bile mücevherin önemli bir yeri var. Günümüzde erkekler, eskisi kadar mücevhere çok fazla önem vermeseler de pek çoğu küpe, kolye ve bileklik olarak kullanmaya devam ediyor. Ama kadınlar için mücevherin önemi hiç değişmedi.
Victoria ve Albert Müzesi, Güney Asya’nın geçmişten günümüze gelen zengin ve çeşitli kültürünü bir dizi sergiler, gösteriler, etkinlikler ve dijital girişimler ile keşfe çıkarıyor. Hindistan Festivali adı verilen proje, müzenin Nehru Galerisi’nin açılışının 25’inci yıldönümünü, V&A Müzesi’ne ait Güney Asya sanat koleksiyonunun 16’ncı ve 17’nci yüzyıllardan kalma en önemli objelerini sergileyerek kutluyor.
Bu sergiler arasında bir tanesi var ki parıltısı ve ihtişamı ile göz kamaştırıyor. Şeyh Hamad bin Abdullah El-Thani’ye ait bu özel koleksiyondaki harikulade objeler, Hindistan mücevherciliğinde geniş bir şekilde işlenen geleneksellik ve çağdaşlık temalarını inceliyor.
Sergide öne çıkan parçalar arasında Babür yeşimleri, Sultan Tipu’nun tahtının nadir mücevherlerle bezeli altın alemi ve 20’nci yüzyıl başlarında Hindistan mücevherciliğinde gerçekleşen büyük tasarım değişimini gözler önüne seren eserler yer alıyor. Sergi, Hindistan’ın Cartier ve diğer ünlü mücevher evleri tarafından yapılan avangart Avrupa mücevherlerine olan etkisini incelemesinin yanı sıra Babür motifleri ve Art Deco “Hintli” tasarımlardan ilham alan JAR ve Bhagwat’ın çağdaş parçalarını da sergiliyor.
The post Al Thani Koleksiyonu appeared first on RIXOS MAGAZINE.