ROMANTİZMİN ŞEHRİ

Her gün yapılan düzenli seferlerle İstanbul’dan Bologna’ya uçup, oradan da 1 saatlik araba yolculuğundan sonra Floransa’nın merkezine varılıyor. Şehir merkezi düz ayak ve hemen hemen her yerine kısa yürüyüşlerle ulaşmak mümkün. Yalnız en güzel panoramik manzaranın olduğu Piazzale Michelangelo’ya araba ile gitmelisiniz. Kendine güvenenler için mesafe çok uzun değil ama oldukça tırmanışlı bir yürüyüşü var. Buraya giderken fotoğraf makineninizi yanınıza almayı unutmayın; şehrin her noktasını görebileceğiniz büyüleyici bir manzaraya sahip. Gitmek için özellikle gün batımı vakitlerini tercih etmelisiniz. Dönüşte yokuş aşağı yeşilliklerin içinden yürüyerek inerken yolun keyfini çıkarabilirsiniz.
Floransa Kathedral’i, Giotto Kulesi, Piazza Del Duomo; şehir meydanı sayılabilir. Zaten şehire gidip buraları gezmemek mümkün değil. Kathedral’in en tepesini seyir izleme terası şeklinde düzenlemişler ve tabii ki yine inanılmaz bir manzara var. Fakat binaların yapısından dolayı içlerine sonradan asansör yapmak mümkün olmamış. Tepeye çok dar ve uzun bir merdivenle ulaşıyorsunuz. Ama kesinlikle bütün yorgunluğunuza değiyor. Giotto Kulesi’nin de tepesine çıkabiliyorsunuz ama ikisinden birine çıkacaksanız kesinlikle Kathedral’i tercih etmelisiniz.
Şehrin merkezinde yer alan Uffizi Galerisi de ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Sezona göre genelde yoğunluk yaşandığı için biletleri önceden internet üzerinden almakta fayda var. Fotoğraf meraklıları bu galerinin avlusunu değişik açılardan fotoğraflamalılar. Galeride Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raffaello, Botticelli gibi Rönesans Dönemi’nin en önde gelen sanatçılarının yüzlerce tablosu mevcut.
Floransa deyince akla ilk gelen yapılardan biri de tabii ki Ponte Vecchio Köprüsü. Türkçe’de “Eski Köprü” anlamına gelen Ponte Vecchio, Floransa’nın en meşhur köprüsü. Köprünün ve çevresindeki binaların nehre yansıyan silüetleriyle oluşan muhteşem manzara görülmeye değer. Köprünün çevresini adım adım gezip, fotoğraf çekmek yapılacaklar listenizin başında yer almalı. Köprünün üstünde yer alan gümüşçüler, kuyumcular, hediye dükkanları ise gezinizi renklendirecek diğer duraklar.
Eğer ziyaretiniz salı gününe denk gelirse, o gün kurulan büyük açık hava pazarı Le Cascine’yi görmeyi ihmal etmeyin. Birşey satın alma niyetiniz olmasa bile sırf atmosferi görmek için uğrayabilirsiniz. Yine kalış zamanınıza göre Pitti Sarayı, Galleria Dell’Accademia, Museo Dell’Opera, Museo di Palazzo Vecchio, Museo Galileo, Palazzo Medici Riccardi; ilgi alanınıza göre ziyaret etmek isteyebileceğiniz yerler arasında.
Şehrin en güzel yerlerinden biri, kısa bir yürüyüş ile ulaşabileceğiniz Boboli Gardens. Dünyanın en güzel açık hava müzelerinden birisi. İnanılmaz güzellikteki bu parkı gezerken 500-600 yıllık eserleri görüp tarihe tanıklık ediyorsunuz. Parkın tamamını gezmek 3-4 saatlik bir yürüyüş ama haritadan bakıp ilginizi çeken noktaları daha kısa sürede de gezmeniz mümkün.
Ve tabii ki harikulade İtalyan yemekleri… Buralara gelip pizzayı, makarnayı, İtalyan usulü pişirilen balıkları tatmamak olmaz. Bütçeye göre pek çok güzel restorant alternatifi mevcut. Pizza için özellikle tavsiyem Mangia Pizza Firenze. La Carraria’da da dondurma yemeyi unutmayın. Meydandaki Cafe Gilli’de oturup kahvenizi yudumlarken uzun uzun etrafı seyre dalmak da mutlaka yapılmanız gerekenlerden. Bölgede uzun kalacaklar için Floransa’dan İtalya’nın başka noktalarına da kısa sürede ulaşmak mümkün. Yaklaşık 1 saatlik mesafede bulunan Cinque Terre görülmeye değer. Toplam 6-8 saatlik günlük turlarla buraları da gezmeniz ve görmeniz mümkün.